23 Kasım 2012

Shutter (2004)


Yapım: 2004 / Tayland
Imdb puanı: 7.1
Tür: Korku / Gerilim / Gizem
Yönetmen: Banjong Pisanthanakun, Parkpoom Wongpoom
Oyuncular: Ananda Everingham, Natthaweeranuch Thongmee, Achita Sikamana

Shutter, orijinal senaryosuyla dikkat çeken Tayland yapımı bir film.Aynı filmin 2008 yılında çekilen bir de Amerikan versiyonu var(bkz: Shutter). Fakat ben Tayland yapımını izlemeyi tercih ettim.Taklitler asıllarını yaşatır diye boşuna söylememişler.Amerikan versiyonu olmasa, bu kıyıda köşede kalan filmi keşfedemeyebilirdim.


''Sevgilinizi terk ederken bir kez daha düşünün.''
Filmin kısaca konusu şu: Tun ve kız arkadaşı Jane, arkadaşlarıyla görüştükleri güzel bir gecenin ardından arabayla bir kıza çarparlar.Olay mahallinden kaçmayı tercih ederler bir korku filmi klasiği olarak.''Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum'' muhabbetine bağlayacaklar şimdi hikayeyi diye düşünmedim değil.Fakat durum biraz daha karışık hale geliyor.Kazanın ardından Tun'ın çektiği fotoğraflarda silüetler görünmeye başlıyor.Film ilerledikçe Tun'ın intihar eden ex aşkı Natre'nin kendisine musallat olduğunu anlıyoruz.

Film sizi 90 dakika boyunca diken üstünde tutmayı başarıyor.Ben ki korku filmlerinden çok etkilenen biri değilimdir.Tabii şu 'gülerek izledim yea' diyenlerden de değilim.Hayır güleceksem gider komedi filmi izlerim yani, ne işim var korkuyla,gerilimle? Neyse konudan uzaklaşmayalım.Demek istediğim filmin yarısını gözü kapalı izleyecek kadar etkilenenlerden değilim.Fakat bu filmde bu tepkileri verdiğimi fark ettim.Arada bir baktım elimle yüzümü kapatıyorum.Düşünün yani..

Uzakdoğu sinemasının hayranı olduğum söylenemez.Severim; fakat fanatiği değilim.Ama söz konusu korku/gerilim ise her zaman ilk tercihim uzakdoğu sinemasından yana olur.Sebebi nedir peki? Benim şahsi tercihimin gerekçeleri şunlar: Öncelikle senaryoları başarılı ve bu senaryolar birçok filme, özellikle Amerikan sinemasına ilham kaynağı oluyor.Diğer gerekçem ise fiziksel yapıları.Örneğin 'çekik gözlü, beyaz tenli bir kadının gözlerinden akan kan' başlı başına ürkünç değil mi? Bence öyle. Bunun dışında Amerikan korku filmlerindeki gereksiz kadın vücudu sergileme olayına da dikkat çekecek ölçüde rastlamadım ben.Sinemada cinselliğe karşı olduğum vs düşünülmesin.Dozunda kullanıldığı sürece sorun yok.Tepkim, cinselliğin artık Amerikan korku filmi klişesi haline getirilmesine.Dişiliğiyle ön plana çıkarılan bir kadın filmi itici kılan başlıca nedenlerden biri oluyor bana göre.Hayır kadının peşine katil düşüyor, bilinmeyen gizemli bir güçle mücadele ediyor ya da yaralanıyor.Fakat hala kadını seksi gösterme peşindeler.Bırakın kadın çirkin görünsün, bırakın paçozlaşsın o kadın ki gerçekçi olsun.


Dönelim tekrar Shutter'a.Filmi güzel kılan bir diğer öğe de müziklerdi.Seyirciyi diken üstünde tutan, gerilimi arttıran en önemli ayrıntılardan biriydi müzikler.'Şimdi bi şey olacak' hissi vardır ya hani.İşte neredeyse film boyunca bu hissi yaşıyorsunuz.Tabii ani korkutmalar da beraberinde geliyor, arada sıçrayabiliyorsunuz yerinizden.Şahsen benim beklentilerim de bu yönde.Korku filmi izlerken, film boyunca rahat olmamalıyım.Bunu başarabiliyorsa iyidir o film.Zaten bir korku filminden başka da ne beklenir ki? Yine romantik komedilere yaptığım gibi 'tür ezmesi' yapıyorum, farkındayım; fakat gerçekler bunlar.Sanatsal açıdan beklentim olmuyor bu türlerde.

Film boyunca süregelen tek his 'gerilim' değil.'Merak' duygusu da canlı tutuluyor.Geçmişe dair yeni yeni şeyler öğreniyoruz.Ayrıca arada gösterilen her ayrıntının da bir anlamı var.Hiçbir şey havada kalmıyor.Film süresince anlam veremediğimiz, üzerinde durulan ayrıntılar filmin sonunda anlam kazanıyor ve şaşırtıyor.Aklımıza takılan sorulara da tek tek cevaplar alıyoruz.Bu açıdan bakarsak, filmin finalinin de güzel olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Benim 'en iyi korku filmleri' listemde birçok rakibini sollayarak ilk sıralarda yerini aldı bu film.Mutlaka ama mutlaka izleyin.

İyi seyirler.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...