28 Nisan 2013

Lars and the Real Girl (2007)


Imdb puanı: 7.4
Yapım: 2007 / ABD
Tür: Dram
Yönetmen: Craig Gillespie
Oyuncular: Ryan Gosling, Emily Mortimer, Paul Schneider, Patricia Clarkson, Kelli Garner



Lars (Ryan Gosling), babasının ölümüyle iyice içe kapanan, inanılmaz utangaç ve tatlı mı tatlı bir adam.Abisi (Paul Schneider) ve yengesi (Emily Mortimer) ile aynı arazide, evin garajında yaşıyor.Düzgün bir işi var.33 yaşında, taliplerini bekliyor ahahah iyice Esra Erol'a bağlamadan ''Lars Bey''i tanıtmayı sonlandırıyorum.

Lars'ın asosyal halleri yengesini endişelendiriyor, sürekli onu yemeğe çağırıyor ve sosyalleşmesi için çabalıyor.Yalnız bu öyle bir çaba ki sanırsın Lars'ın yengesi değil kendi öz kardeşi.Lars ise insanlarla (özellikle karşı cinsle) konuşmaya çekinen işten eve evden işe bir adam.Tatlı olduğunu söylemiştim di mi?

Lars bir gün abisi ve yengesinin kapısına geliyor ve internetten bir kızla tanıştığını, onun şu anda kendi evinde olduğunu ve onlarla tanıştırmak istediğini söylüyor.Lars'dan hiç beklemeyecekleri bu durum karşısında hem şaşırıyorlar hem de sonunda kabuğunu kırıp normalleşmeye başladığını düşünerek mutlu oluyorlar ta ki kızla tanışana kadar; çünkü Lars'ın bahsettiği o kız internetten sipariş verilen oyuncak bir bebek.


Bir kutu içinde gelen yeni sevgilisini hemen benimsiyor Lars.Abisi ve yengesiyle tanıştırdığında zavallılar ne yapacaklarını şaşırıyorlar.Yüzlerindeki şaşkınlık görülmeye değer.Tabii Lars'ı hemen doktora götürüyorlar ve doktor bebeğe oyuncak gibi değil, Lars'ın davrandığı şekilde; yani GERÇEK BİR KIZ gibi davranmalarını istiyor.O günden sonra tüm kasaba halkı durumdan haberdar ediliyor ve zaten küçük olan kasabada herkes Lars'ın durumunu anlayışla karşılayıp, oyuncak bebek Bianca'ya gerçekmiş gibi davranmaya başlıyorlar.

İlk önce senaryonun orijinalliğini mi yoksa Ryan Gosling'in muhteşem performansını mı övmeye başlasam bilemiyorum.Şahane bir senaryo! Resmen bir ütopya oluşturulmuş.Şahsen benim yaşamak istediğim bir dünya oldu Lars'ın kasabası.Düşünsenize böylesine çılgınca davranan, psikolojik problemler yaşayan ve her gittiği yere sevgilisi olarak tanıştırdığı oyuncak bebeğiyle giden bir adam var ve bırakın onunla dalga geçmeyi, arkasından konuşmayı; herkes aileden biriymişçesine Lars'a destek oluyor.Çok bekledim film boyunca kötü biri çıkacak Lars'ı üzecek diye ama çıkmadı.Gerçekçi değil elbette ama hayal etmesi bile güzel bir kasaba.Keşke olsa öyle bir yer de işi gücü bırakıp gidip yerleşsem diye düşündürüyor izleyiciye.


Gelelim Ryan Gosling'in oyunculuğunu övmeye.Ryan Gosling hayranı değilim ama bu filmi izleyip de onun yanaklarını sıkmak ve sarılmak istememek mümkün değil! Son derece özgün bir karaktere hayat vermiş.''Hayat vermiş'' deyimi tam olarak böyle orijinal roller için kullanılmalı işte.Ryan Gosling coşmuş, aşmış bu rolle, ne kadar övsem yetersiz kalır.Sadece Ryan Gosling de değil diğer oyuncalar da oldukça başarılı.Şu olmamış, şu olmasa da olurmuş diyebileceğim bir yan rol bile yok.

Filmle ilgili tek sıkıntı sanırım şu: Şimdi afişe baktığınızda ya da fragmanı izlediğinizde hatta sadece konuyu okuduğunuzda bile Hollywood tarzı klasik bir komedi beklentisine girebilirsiniz; fakat filmi KOMEDİ olarak düşünüp izlerseniz beklentilerinizi karşılamaz.Çünkü filmde yalnız bir adamın dramı var, psikolojik problemlere farklı bir bakış var, filmde bambaşka bir dünya var ve tüm bunları illa ki kategorize edeceksek, DRAM dememiz gerekecek.Tanıtım hatası sebebiyle klişelerle dolu romantik komedi izlenimi uyandıran ancak tam zıttı olan bağımsız bir yapım var karşımızda.Film tanıtımının ne kadar önemli olduğunu anlamış oluyoruz böylece.Buna benzer durumu daha önce Charlize Theron'un Young Adult filmiyle de yaşamıştık.O da aynen bu şekilde romantik/komedi beklentisi oluşturan dramlardan biriydi.

Filmle ilgili görüşlerimi tek bir cümlede toparlayacak olursam şunu söyleyebilirim: ''Yalnızlık hiç bu kadar naif anlatılmamıştı.''

Tanıtımı dışında hiçbir kusur bulamadığım bu filmi, türü konusundaki uyarımı dikkate alarak izlemeye başladığınız takdirde; yavaş da ilerlese sıkılmayacağınız, yer yer hüzünleneceğiniz, Ryan Gosling'den makas almak isteyeceğiniz 106 dakika sizi bekliyor olacak.

İyi seyirler.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...